Yaşlı - Zengin Adamın Genç Eşi!

Telefonu açan tamirci hemen geleceğini söylemişti. Bunu Züleyha Hanım’a söylemiş işime devam etmiştim. Hasan Bey’se bunlar olurken ilaçlarını zorla içiyor, durmadan öksürüyordu.

Adamın hali taşı çatlatacak cinstendi. Ama görünen oydu ki buna bir tek karısı Züleyha Hanım üzülmüyordu.


O günü gün ediyor, gezip tozuyordu. Eve her gün arkadaşlarını çağırıp gün yapıyorlardı. Bazı günlerse sabah çıkıp akşam dönüyordu. Döndüğünde elinde taşımaktan zorlandığı alışveriş çantaları oluyordu.
Aldığı şeyleri de bir kez giyiyor sonra bir daha yüzlerine bakmıyordu. Hasan Bey’in zamanında yaptığı servet olmasa bu hazıra dağ bile dayanmazdı.


Tuvalet borusunun bozulduğu gün tamirci söylediği gibi hemencecik gelip işin başına geçmişti. Pek suskun, heybetli, yakışıklı, eli maharetli bir adamdı. Adı Onur’du.


Onur beş dakika içinde sorunu bulmuş hemen halletmeye girişmişti. Bu arada da Züleyha Hanım gelip onu izlemiş güya kontrol etmişti.

Onur işini halledip gideceği sırada Züleyha Hanım onu durdurmuş biraz daha kalmasını söylemiş bana da Onur’a istediği içeceği getirmemi söylemişti.


Ben içeriye gidip bir bardak soğuk su getirmeye giderken orada bir şeyler olmuştu. Çünkü oraya geri döndüğümde Onur’un suratı çok değişmiş, yüzü ter içinde kalmış, kıpkırmızı olmuştu.


Onun bu halini görünce Züleyha Hanımın ona kötü bir şey söylediğini, tıpkı bize de yaptığı gibi yaptığı işi beğenmeyince hakaret ettiğini düşünmüştüm.

Onur’a acımıştım. Ama bir yandan da bizim nasıl çalıştığımızı görmesi ve bana acır gibi bakması hoşuma gitmişti.


Fakat Onur’un o halinin sebebi çok daha farklı bir şeydi. Bunu anladığım gün ağzım açıkta kalmış, hayretler içine düşmüştüm.
Bunu asla tahmin edememiştim o güne kadar.